Bi dolu sözcük biriktirmişim sana...Söylenecek çok şey varmış, inatla susmayı tercih etmiştim ben oysa içimdekileri....Senden habersizce sınırlar koydum ben yaşanmamışlıklara...Sen kabullendin; bilinçsizce başlamamam gereken bir sevdaya yelken açmamı, çaresizliğim şimdi kanına dokunmuyor mu?...İtiraz etmeye hakkım var sandım mahkum sevdalara, benim mahkumluğum yalnızlığımlaydı oysa ve bu yüzden haklıydım, öyleydi...Senin mahkumluğun başka birisine aitliğinmiş oysa...Oysa tüm anlam veremediğim sözcüklerinin tek bir anlamı varmış...Olamayız demiştin, olmamalıymışız gibi ilginç bahanelerdeydin...Anlamadım, anlayamazdım...Yalan söylemedin ama doğruyu da söylemedin...Ne kurdun da “Yalancısın” diyemiyorum sana oysa...Yalancısın ifade edişlerinle, yalancısın senin olanlardan bahsetmediğinle, kimin olduğundan bahsetmediğinle...Unuturum, unutamam sözleri arasına saatleri alıyorum, henüz can çekişen bir sevdadayken.
Şimdi git aşksız imkansız bulduğun hayatına... Ardımdan düşündüğün buysa eğer, hiç bir şey katılmamış ne sana ne bana...Aşk diye sevilmeyecek bir sevdaydı benim aramaktan umudunu kestiğim ve senin kapısını araladığın. Adı“SEN” din. Benimkisiyse “AŞK” mış ne yazık... Özelliği yoktu demek yaşanmışlıkların, bense dediğin gibi hiç bir şey kurmamıştım kendi kendime ardından, o kadar saf ve gerçekçi düşlediğimden herşeyi... Şimdi ben miyim yanlış içinde olan; gitmem gereken zihniyeti kabul ettiğim için, sen misin gitmek zorunda olduğumu bile bile bu sevdaya yelken açan...Bir baksam görürmüşüm oysa çevrendekilere, benim gibi başladığın yeni arkadaşlıkların çokluğundayım şimdisinde kaybolmaya mahkum...Senleyken senleydim şimdi sensiz senleyim. Seni seviyorum mecbur yalnızlığımda... Şimdi sende benim gibi yap sus...konuşmaa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder